
Dün gece Şükrü Saraçoğlu’nda, pardon artık Chobani Stadyumu‘nda, işler tıkırında gidiyordu. Fener, Trabzonspor’u Youssef En-Nesyri’nin ilk yarıda attığı bir golle deviriyordu. Son düdük çaldı, 3 puan cebe girdi ama eski topçu Nihat Kahveci’nin Kontraspor’da yaptığı yorumlar, galibiyetin keyfini biraz kaçıran türden. İşte Nihat’ın dediklerinin en can alıcı kısımları, sokak jargonuyla.
Nihat Abi’nin Mikrofonu Patlatan Yorumları
- “O gol niye iptal oldu ya?” Nihat, Onuachu’nun Skriniar’a yaptığı hareketi ‘faul’ diye yorumlayan VAR kararına katılmıyor. Ona göre, o temasta “kolu silah olarak kullanma” falan yok. Hafif bir temas var, evet, ama her düşüş faul değil. Nihat’ın deyimiyle, “Bu kadar basit bir gol iptali olmaz.”
- “10 kişi oynuyorlar, niye ikinci golü atamıyoruz?” Rakibin kırmızı kart görmesiyle Fener’in oyunu öldürmesi gerektiğini düşünüyor. Taraftarın son dakikalarda “Berabere biterse lig biter” stresiyle izlemesini eleştiriyor.
- “Taraftar asıl buna üzülmüştür…” Diyor ki; “Fenerbahçe taraftarı; 75 dakika artı uzatmalar, rakibin 10 kişi olması ve sadece 1 gol atabilmiş olmamıza üzülmüştür.” Yani, galibiyet var ama performans tatmin edici değil.
Maçın Kritik Anlarına Farklı Bir Bakış
| Dakika | Olay | Nihat’ın Yorumundan Çıkan Sonuç |
|---|---|---|
| 45′ | Youssef En-Nesyri’nin Golü | Fener beklenen öne geçmeyi sağladı. |
| 60′ | Trabzonspor’da Kırmızı Kart | Maçın dönüm noktası. Fener için büyük fırsat. |
| 70′ | Onuachu’nun İptal Edilen Golü | Nihat’a göre haksız bir karar. Gol geçerli olmalıydı. |
| 75′-105′ | Fener’in İkinci Golü Atamaması | Nihat’ın en çok eleştirdiği kısım. Oyun baskı ve golle bitirilmeliydi. |
Sonuç: 3 Puan Evet, Ama…
Nihat Kahveci’nin altını çizdiği şey aslında şu: Bu Fenerbahçe kadrosunun kalitesi ve derinliğiyle, rakip 10 kişi kaldığında oyunu çok daha erken kilitlemeliydi. Taraftar, son dakikalarda yenilen golden ve puan kaybından korkmamalıydı. Galibiyet sevindirici ama sürdürülebilir bir şampiyonluk yarışı için daha acımasız ve etkili olunması gerektiği de ortada.
Bu, sadece bir maçın analizi değil, aslında bir zihniyet sorgulaması. Sizce de öyle değil mi?