
Son toplantıda basın yoktu ama kulüp medyası vardı. Ben de oradaydım. Erol Hoca yine net konuştu. Konyaspor deplasmanındaki 0-0’lık maçın üzerinden çok geçti sayılmaz ama sahadaki tablo hâlâ aklımda. İki taraf da ilk yarıda kendine alan açmaya çalıştı. Bizimkiler gol kokusunu biraz daha fazla aldı diyebilirim. İki top direkten döndü. Biri girse maçın ritmi bambaşka olurdu.
Hoca bu bölümü şöyle özetledi:
“Golü bulsak işi bitirirdik.”
Bu cümle çok basit ama sahadaki oyunun özeti tam olarak buydu. İkinci yarı iki takım da fazla risk almadı. Deplasmandan bir puan almak kötü değil ama hoca, içeride bunu söylerken yüzündeki ifadeden üç puanın kafasında hâlâ bir soru işareti olduğunu anlamamak zor değildi.
Bulut’un oyun planı ve kadro düzeni
Hoca, elindeki yapıyı hâlâ tam çözmeye çalışıyor. Altı maçlık süreçte kim nerede daha doğru oynar, kim kiminle daha iyi uyum sağlar, bunları kurcalıyor. Kendisi şöyle anlatıyor:
“Kadronun sınırlarını biliyoruz. En iyisini çıkarmaya çalışıyoruz.”
Takımın iskeleti yavaş yavaş netleşiyor.
Hoca’nın kafasındaki sistemde:
- En az 7-8 oyuncu sabit kalacak
- Her maç 2-3 pozisyonda değişiklik olabilir
- Hücumda daha üretken bir yapı kurulacak
- Oyuncular “her an oynayabilirim” modunda olacak
Bu işin zor kısmı hücum tarafı. Futbolda üretmek savunma yapmaktan daha sıkıntılı bir iş. Topa sahip olmak başka, topu tehdit edecek bölgelere taşımak başka. Hoca buna özellikle çalıştıklarını söyledi. Bence de takım ileri uçta biraz daha ezber oturttuğunda işler hızlanacak.
Benim kişisel gözlemim:
Antalyaspor’un oyun kurulumunda bazı sade dokunuşlarla çok hızlı fark yaratma ihtimali var. Özellikle iki oyuncunun ters kanat koşuları son haftalarda dikkatimi çekiyor. Bu sezon belki de en çok buradan skor bulunacak.
Sakatlık raporu: Kim dönüyor kim bekliyor?
Sakatlık tarafında tablo şöyle:
- Safuri: Geçen hafta antrenmanda hafif bir sorun yaşadı, bu yüzden yoktu. Bu hafta dönmesi bekleniyor.
- Dzhikiia: 2-3 haftaya ihtiyacı var.
- Hasan Yakub İlçin: Tedavi süreci uzuyor.
- Julian Cuesta: Dönüş tarihi henüz net değil.
- Erdoğan Yeşilyurt: En belirsiz durumlardan biri hâlâ.
Bu grup döndüğünde rekabet artacak ve bu da hocanın en sevdiği şeydir.
Göztepe maçı: Az gol yiyen bir rakip, net oyun planı
Göztepe bu ligin “sessiz ama iş bitiren” takımlarından. Savunmayı sıkı tutuyorlar, hızlı çıkıyorlar, fazla pasla oyalanmıyorlar. Hoca rakibi iyi özetledi:
“Altı gol yediler hatırladığım kadarıyla. Kolay maç olmaz.”
Plan belli:
- Rakibin hızlı çıkışlarını kesmek
- Merkezde pas trafiğini doğru kurmak
- Bitirici hamleleri erken bulmak
- Taraftarı tribüne çekmek
Göztepe’nin bu sezon yediği gol sayısı, onların ne kadar kontrollü oynadığını gösteriyor. Böyle rakiplere karşı maç bir anlık dokunuşla açılır. Tribünün etkisi burada çok önemli. Hoca bu yüzden taraftara çağrı yaptı:
“Bu hafta 12’nci güç tribünde olsun.”
Benim ek yorumum:
Bu maçın kilit noktası ikinci toplar. Kim ikinci topu toplarsa oyunun ritmini belirler. Göztepe buna çok önem veriyor. Bu yüzden orta saha mücadelesi maçın fişini çekebilir.
Küçük bir tablo: Antalyaspor’un son 6 maçlık iç dinamiği
| Kategori | Gözlem |
| Maç sayısı | 6 |
| Oyun düzeni | Hâlâ şekilleniyor |
| Sabit oyuncu sayısı | 7-8 |
| En zayıf halka | Üretken hücum |
| En güçlü taraf | Orta alan dengesi |
| Beklenen gelişim | Daha hızlı geçiş oyunu |
Az bilinen bir detay
Antalyaspor’un son haftalarda antrenmanlarda özel olarak çalıştığı bir konu var:
Kısa pas sonrası üçüncü oyuncu koşusu.
Bu, genelde üst seviyede takımların başvurduğu bir detaydır. Ligde bunu istikrarlı uygulayan takım sayısı azdır. Bulut’un bunu denemesi, takımın potansiyelini yukarı çekebilecek küçük ama değerli bir dokunuş.
Online oyuncu kitlesine küçük not
Türkiye’de online casino ve bahis takip eden futbolseverlerin Antalyaspor maçlarında en çok dikkat ettiği iki şey var:
- İlk 20 dakikada takımın baskı seviyesi
- Kanatların oyuna giriş hızı
Bu iki parametre çoğu zaman skor tahmininde ipucu veriyor.