UEFA Avrupa Ligi’nde bu Perşembe akşamı oynanacak Aston Villa – Maccabi Tel Aviv maçı, daha topa dokunulmadan ortalığı karıştırdı.
İngiltere’deki Güvenlik Danışma Grubu (Safety Advisory Group), İsrailli taraftarların Villa Park’a alınmayacağını açıkladı.
Sebep net: kamu güvenliği ve geçmişte yaşanan olaylar.
Ama mesele burada bitmedi. Karar sonrası Londra’dan Birmingham’a kadar herkesin dilinde tek konu bu oldu.
Hükümette çatlak: “Güvenlik mi, dışlama mı?”
Kültür, Medya ve Spor Bakanı Lisa Nandy, kararın “yanlış yöne gittiğini” söyledi.
Parlamentoda kürsüye çıkıp şöyle dedi:
“Bu yöntem kapsayıcı değil, dışlayıcı. Kaynak buluruz, ama insanları tribünden uzak tutmak doğru çözüm değil.”
Nandy, kararın yerel otoritelerin inisiyatifinde olduğunu kabul etti ama, “kaynak yetersizliği bahanesi”ni gerçekçi bulmadı.
Polis raporu: “Risk büyük, önlem zorunlu”
İngiliz polisinin hazırladığı rapora göre, Maccabi Tel Aviv taraftarları uzun süredir Avrupa’daki güvenlik ekiplerinin radarında.
Sebep, geçmişte yaşanan olaylar.
West Midlands güvenlik birimleri, deplasman tribününün açılmasının “kamu düzeni açısından ciddi risk” yaratacağını belirtti.
Polis raporundaki ana maddeler:
- Villa Park çevresinde yüksek güvenlik seviyesi öneriliyor.
- Maccabi taraftarlarıyla ilgili provokasyon riski yüksek.
- Önceki maçlarda şiddet olaylarına karıştıkları kayıtlı.
- Deplasman tribünü açılırsa olay çıkma ihtimali “çok yüksek”.
Maccabi’nin olaylı geçmişi
Bu yasak kararı, aslında gökten inmedi. Maccabi taraftarlarının geçmişi epey kabarık.
Avrupa sahnesinde yıllar boyunca şu tip olaylarla manşet oldular:
- Sahaya meşale atma olayları
- Rakip taraftarlara sözlü saldırı
- Polisle arbede
- Tribünlerde provokatif pankartlar
Son örnek: İsrail derbisi iptal edildi
Geçtiğimiz hafta İsrail’de oynanması planlanan Maccabi Tel Aviv – Hapoel Tel Aviv derbisi, “şiddetli isyan riski” nedeniyle iptal edildi.
Sonuç: 15 yaralı, 9 gözaltı.
Bu tablo İngiliz güvenlik birimlerinin elini güçlendirdi diyebilirim.
Parlamento’da hararet: “Antisemitizm değil, güvenlik meselesi”
İngiltere Parlamentosu’nda yapılan oturumda fikirler iyice ayrıştı.
İşçi Partili Paula Barker, güvenlik tavsiyelerini hafife almanın “tehlikeli bir oyun” olduğunu söyledi:
“Hillsborough faciasını unutamayız. Güvenliği hiçe saymak bizi oraya götürür.”
Bazı milletvekilleri ise “Bu yasağın antisemitizmle alakası yok, tamamen güvenlikle ilgili” diyerek farklı bir çizgiye geçti.
Başbakan Starmer’dan net çıkış: “Yanlış karar”
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, konuyla ilgili pozisyonunu açık koydu:
“Bu karar yanlış. Antisemitizme yer yok. Polis, herkesin korkmadan maç izlemesini sağlamalı.”
Ama sahadaki güvenlik ekipleri farklı düşünüyor. Onlara göre, “iyi niyetli açıklamalar” tribünde işe yaramıyor.
Çünkü olası bir provokasyon, hem Villa taraftarını hem Maccabi kitlesini ateşleyebilir.
Maç Öncesi Villa Park’ta Son Durum
Şu anda Villa Park çevresinde güvenlik hattı kurulmuş durumda.
Stadyum etrafında polis varlığı artırıldı, bazı sokaklar maç günü kapatılacak.
Taraftar girişleri üç farklı kapıdan yapılacak, kimlik kontrolü ve aramalar sıkı olacak.
Tahmini Maç Planı
Saat | Olay | Not |
18:00 | Kapılar açılıyor | Sadece yerel taraftar girişi |
19:00 | Takımlar ısınmaya çıkıyor | Güvenlik kordunu aktif |
21:00 | Maç başlıyor | Deplasman tribünü kapalı |
23:00 | Çıkışlar kademeli yapılacak | Polis gözetiminde |
Tribünden bakınca…
Benim için bu maç, sadece bir futbol hikâyesi değil. Bu, güvenlik, siyaset ve toplumun birbirine nasıl dolandığını gösteren bir örnek.
Bir yanda oyunun masum hali, diğer yanda politik ve sosyal gerilim.
Futbolun birleştirmesi gereken yerde, bazen bariyerler örülüyor.
Ama şunu unutmamak lazım: tribünde kim olursa olsun, o top yuvarlanmaya başladığında hepimiz aynı oyunun içindeyiz.