
Kocaeli deplasmanı her teknik adam için ayrı bir sınavdır. Tribünün nefesi saha kenarına kadar gelir, oyuncunun temposu bir an bile düşmez. Ben de bu atmosferi yıllarca yaşadım. O yüzden Emre Belözoğlu’nun Kasımpaşa ile buradan gol yemeden çıkmasını, kendi dilimle anlatayım dedim.
Belözoğlu’nun toplantıda söyledikleri zaten ekranlara yansıdı, fakat o cümlelerin arka planını, sahadaki görüntüyle nasıl birleştiğini burada daha net görmek mümkün.
Devre arası gelene kadar ince ayarlı bir yol
Emre hoca maçı “bizim için düğümlü bir süreç” diye tanımladı. Haklı.
Takım eline iki idmanla çıktı. Bu, Süper Lig temposunda adeta şans oyununa tek elde girmek gibi bir şey. Bazı online casino takipçileri bilir; strateji kurmak için zaman yoksa oyuncu sadece refleksle oynar. Kasımpaşa da refleksle oynadı ama kopmadı.
Selçuk İnan’ın Kocaelispor’u son haftalarda çıkıştaydı. Hücumda düzenli bir “Serdar pivot” planları var. Bunu kırmak kolay değil.
Belözoğlu’nun özetini kendi gözümle söyleyeyim:
“Bugün kaybetmediysek, bu iki günlük planı bozmayan oyuncu grubunun işidir.”
1 puanın sahadaki anlamı
Hoca “1 puan önemli” dediğinde bazıları bunu temkinli cümle sanır. Değil.
Bu ligde deplasmanda maç kazanmak, bazen masada çifte şans kuponu aramak kadar zor.
Kocaeli Stadı ve tribünü…
Ben yıllar önce orada oynarken baskıyı ilk 10 dakikada hissederdik. Kasımpaşa’nın kayıp yaşamadan çıkması bence rakamdan daha fazlası.
Bu 1 puanın değeri neden yüksek?
- Kocaelispor momentumu yüksek bir takım
- İç sahada Galatasaray’ı bile yenmiş durumdalar
- Kasımpaşa’nın teknik adam değişiminin hemen ardından gelen maç
- Fizik verileri eksik, oyuncu eşleşmeleri yeni
- Hoca rakibin “bire bir baskı + Serdar çıkışları” oyununu çözdü
Tribün diyaloğu: sahada gerginlik yok, sadece futbol sıcaklığı
Emre hoca tribünle yaşadığı mini diyaloğu “tebessüm ettiren bir şey” diye anlattı.
Ben de o tribünün sertliğini çok iyi bilirim. Alay yoktur, kışkırtma vardır ama sınır aşılmaz. Hoca da aynı şeyi söyledi: “Rahatsız olmadım, saygıyla geldim.”
Bu cümle futbolun Türkiye’deki gerçek yüzünü gösterir:
Tribün sever ama unutmadan sever.
Kadro tercihleri ve soyunma odasının görünmeyen tarafı
Sonradan gelen teknik adamın karşılaştığı ilk sorun şudur:
“Elimdeki takımın gerçek ritmi ne?”
Belözoğlu da tam bunu anlattı.
Attila’nın oynamaması tartışma açtı belki, fakat soyunma odasında arkadaşını motive eden kaptan görmek, bazen sahada 90 dakika koşan oyuncudan daha kritik olur.
Kubilay’ın gelişim alanı büyük diye belirtti, bu da hocanın genç oyuncu takibini sıkı tuttuğunu gösteriyor.
Kasımpaşa’nın oyundaki sayısal düzeni
Aşağıdaki tablo hem sahada gördüğümüz hem hocanın ipuçlarını verdiği düzeni yansıtıyor:
| Durum | Sayısal Yerleşim | Amaç |
| Rakip baskısında | 3+2 | Topu kaybetmeden çıkmak |
| Kocaeli kontra denediğinde | 4+2 | Eksik yakalanmamak |
| Geçiş hücumlarında | 2. bölge yüklemesi | Rakibe geniş alan bırakmamak |
Bu düzen özellikle Serdar’ın üzerinden kurulan oyunların kesilmesini sağladı.
Selçuk İnan değerlendirmesi: yeni nesil teknik aklın yansıması
Emre hoca Selçuk İnan için “doğru tercih, değerli teknik akıl” dedi.
Ben buna bir ekleme yapayım:
Selçuk İnan yıllarca oyun zekâsıyla fark yaratan bir oyuncuydu, bugün de saha kenarında aynı okumayı yapıyor.
Kocaeli gibi baskısı yüksek bir camiada ayakta durmak kolay değil. Yerel medyanın talebi ağırdır, taraftarın sabrı kısadır. Buna rağmen takımın grafiği yukarı gidiyorsa, bu tesadüf değildir.
Maçın kısır geçmesi kimin planıydı?
Belözoğlu “beraberliğe sevinmem ama gerçekçi olmak lazım” dedi.
Bunu açmak gerekirse:
Kocaelispor’un planı
- Serdar üzerinden uzun bağlantılar
- Her bölgede bire bir baskı
- Top kaptıklarında dikine çıkış
Kasımpaşa’nın karşı hamlesi
- Eksik yakalanmamak
- Savunmayı her pozisyonda +1 korumak
- Ön blokta geçiş fırsatı aramak
Sonuç:
Kocaeli baskı kurdu fakat net pozisyon üretemedi.
Bu da hocanın “bence onlar adına kısır maç oldu” sözünün sahadaki karşılığıdır.