
Buraya Türk futbolunun heyecanını takip etmek için geldim ve size dün gece oynanan, konuşulan o maçı kendi bakış açımla anlatacağım. Bu bir maç raporundan çok, sahada olan biteni bir arkadaşınızla konuşur gibi aktaracağım.
İlk 11’ler: Kim Kimin Karşısında?
Sahaya çıkan isimleri şöyle bir kenara yazalım:
- Eintracht Frankfurt: Zetterer – Knauff, Koch, Theate, Collins – Chaibi, Larsson – Doan, Brown, Can Uzun – Burkardt.
- Galatasaray: Uğurcan – Sallai, Sanchez, Singo, Eren – Torreira, Lemina – Yunus Akgün, İlya, Barış Alper – Leroy Sane.
Maç öncesinde en büyük soru işareti Osimhen’di. Nijeryalı yıldız sakatlığı nedeniyle kadroda bile yoktu. Onun yerine Barış Alper forvette görev yaptı. Frankfurt tarafında ise tecrübeli Mario Götze ve Kristensen sakatlıkları nedeniyle yoktu. Ama asıl konuşulan, genç yıldız adayı Can Uzun’du.
İlk Devre: Coşku, Şanssızlık ve Genç Bir Yıldız
Daha ilk dakikalardan Galatasaray, beklenmedik bir isimle fark yarattı. 8. dakikada müthiş bir kontra atağın sonunda Yunus Akgün, cool bakışlar altında topu ağlara yolladı. Seyircinin sesi kesilmişti. Ama olaylar burada başladı.
Frankfurt, özellikle genç yıldızı Can Uzun etrafında oyun kurmaya başladı. 37. dakikada büyük bir şanssızlık yaşandı. Rakipten gelen bir top Davinson Sanchez’e çarparak kendi kalesine gitti. Skor 1-1 oldu. Bu, oyunun gidişatını değiştiren ilk andı.
Devrenin bitimine dakikalar kala, Can Uzun adeta bir yıldızı parlattı. Kaleye sırtı dönük halde topu mükemmel kontrol etti, döndü ve bir vuruşla skoru 2-1 yaptı. Daha bitmemişti; hemen ardından Burkardt’ın kafasıyla Frankfurt, devreyi 3-1 önde kapattı. İnanılmaz bir 10 dakikaydı.
İkinci Yarı: Acımasız Bir Son
Galatasaray, ikinci yarıya daha dengeli başlasa da Frankfurt’un kontra atakları çok etkiliydi. 66. dakikada yine bir Sanchez vuruşu, bu sefer net bir şekilde kendi kalesine gol oldu. Skor 4-1.
Maçın bitimine 15 dakika kala, Gabriel Sara ceza sahasında topu kaybetti. Frankfurt bu hatayı affetmedi. Knauff, topu ağlara yollayarak skoru 5-1 yaptı. Bu, bir avangardın son darbesiydi adeta.
Bir Amerikalı Olarak Sahadan Notlarım:
- Can Uzun Faktörü: Bu çocuk özel. 19 yaşında, soğukkanlılığı ve top tekniği ile dikkat çekiyor. Türk Milli Takımı için büyük bir hazine.
- Kontra Atak Tuzağı: Galatasaray, ileriye çıkarken defansın arkasında devasa boşluklar bıraktı. Frankfurt’un hızlı ve genç forvetleri bu alanları acımasızca kullandı.
- Sakatlık Laneti: Osimhen ve Icardi’nin yokluğu, Galatasaray’ın ofansif derinliğini ve bitiriciliğini ciddi anlamda etkiledi. Barış Alper çok çabalasa da doğal bir forvet değil.
Neden Bu Kadar Fark Oldu?
Basitçe söylemek gerekirse, Frankfurt hataları cezalandırmakta acımasızdı. Galatasaray ise defansif organizasyon ve bireysel hatalarla sınıfta kaldı. Avrupa futbolunda, en ufak hatanın bedeli çok ağır olur. Bu maç, bunun en net göstergesiydi.
Bu, sadece bir maç. Yol çok uzun. Galatasaray’ın toparlanıp önümüzdeki haftalarda bu deneyimden ders çıkaracağına inanıyorum. Seyirci olarak siz de pes etmeyin. Sonraki maçlarda görüşmek üzere.