
Derbiden çıkan bir takımın havası kolay kolay dağılmaz. Okan Buruk da bunu iyi gördü, iyi kokladı. Fenerbahçe maçındaki düzeni Samsunspor karşısında da bozmadı. Ben de tribün hattında bu kararı duyunca “Hocanın mesajı net” dedim. Çünkü bu tarz devamlılık, oyuncuya da camiaya da maç başlamadan güven aşılar.
Galatasaray’ın hafta içi yapılan son çalışmasında sakat listesi kabarıktı. Ismail Jakobs, Wilfried Singo ve Kaan Ayhan tedavilerini sürdürdü. Roland Sallai cezası nedeniyle kenarda kaldı. Bahis soruşturmasında adı geçen Eren Elmalı ve Metehan Baltacı ise idari süreç nedeniyle kadroda yoktu. Bu eksikler içeride çok konuşuldu ama takım planı değişmedi.
Aşağıdaki 11 sahaya çıktı ve “derbinin uzantısı bu maç” havasını direkt verdi:
Galatasaray’ın 11’i
- Uğurcan Çakır
- Davinson Sanchez
- Mario Lemina
- Abdülkerim Bardakcı
- Kazımcan Karataş
- Lucas Torreira
- İlkay Gündoğan
- Gabriel Sara
- Leroy Sane
- Barış Alper Yılmaz
- Victor Osimhen
Yedek kulübesi de epey hareketliydi:
Yedekler
- Batuhan Şen
- Günay Güvenç
- Mauro Icardi
- Yunus Akgün
- Berkan Kutlu
- Ahmed Kutucu
- Yusuf Demir
- Gökdeniz Gürpüz
- Çağrı Balta
- Arda Ünyay
Benim tribünden dikkatimi çeken ilk detay Torreira oldu. Uruguaylı oyuncu için taraftarın hazırladığı özel pankart tribünlere renk kattı. Üzerinde derbiden sonra kurduğu o çok konuşulan cümle vardı:
Diğer tribünlerde ise moral destek için asılan pankartlar vardı. Özellikle üç tanesi çok konuşuldu:
- Galatasaray tek siz hepiniz
- Bu takım bu sene söke söke şampiyon
- Kenetlenenin başka Galatasaray yok
Bunlara ek olarak “Şampiyon olduğumuzda da basiretiniz bağlanacak” yazısı da tribün tayfasının mizahi tarafını yine ortaya koydu.
Samsunspor cephesinde ise ilginç bir detay vardı:
Galatasaray’dan kiralık giden Eyüp Aydın maça 11’de başladı. Bu tarz karşılaşmalarda oyuncuların içsel motivasyonu yüksek olur. Eyüp de sahaya bu modla çıktı. Ligde üç maçı vardı ve bu mücadele onun için hem vitrin hem eski takımına selam niteliğindeydi.
Maç öncesi statta özel bir organizasyon yapıldı. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle Emirgan Görme Engelliler Kurumu’ndan gelen 8 kişi tribüne yerleştirildi ve maç onlar için canlı betimlemeyle aktarıldı. Futbolun sosyal tarafını böyle anlarda daha iyi hissediyorum. Sadece skor değil, hayatın her kesimine dokunan bir ortam oluşuyor.
Bir de duygusal bir bölüm vardı.
Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden eski milli futbolcu Faruk Karadoğan için 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı. Tribün bu anı çok sakin ve çok saygılı şekilde karşıladı.
Ek Notlar ve Küçük Bilgiler
- Okan Buruk’un aynı 11’i koruma alışkanlığı özellikle yoğun fikstürde oyunculara “rol belirsizliği” yaşatmıyor. Bu, analiz ekiplerinin iç raporlarında da sık sık geçer.
- Online oyuncu kitlesi özellikle derbi sonrası maçlarda “seriye bağlayan 11” kavramını yakından takip eder. Bu maç da canlı bahis tarafında büyük ilgi gördü.
- Galatasaray’ın Samsunspor’a karşı son 10 iç saha maçında kale yüzdesi yüksek seyretti. Tribünler bu istatistiği artık gelenek haline getirdi.
Bana göre Okan Buruk’un yaptığı hamle hem mesaj niteliğinde hem oyuncu grubunun ritmini koruyan bir adım. Maçın taktik tarafı bir yana, bu mental bütünlük çoğu zaman oyunun içine direkt yansıyor.
“Takımım ve bu renkler için canımı veririm.”
Torreira, pankartı görünce kenara gidip fotoğraf verdi. Bu an, stat içindeki herkesin telefonuna girdi diyebilirim. Taraftarın dilinde de hep aynı cümle: “Bu adam sahada nefesini bırakıyor.”