
Galatasaray’ın eski oyuncusu ve saha içi nabzını iyi bilen yorumcu olarak Monaco maçını SporON ekranında ben de masaya yatırdım. Maçın sıcaklığı düşmeden konuşmak istedim çünkü sahada gördüğüm tablo sezon başından beri dillendirdiğimiz sıkıntıların bir özeti gibiydi.
Sezon başından beri aynı uyarıyı yapıyoruz
Aylar önce söylediğimiz şey yine karşımıza çıktı. Okan Hoca bu ligin dinamiğini herkesten iyi bilir. Türkiye’de orta sahan yoksa oyunu iki bölgeye bölemezsin. Stoper baskı altında kalır, ileriye top taşıyamazsın, temas oyunu çöker. Bunu ikinci yarı hepimiz gördük.
Osimhen belli bir yerden sonra yük taşımayı bırakır, Sane aynı şekilde etkisini kaybeder. Barış Alper oyunun ağırlığını sürekli kaldıramaz. Orta alan seni ayakta tutan iskelet ama Galatasaray burada boşluk bıraktı.
Ve sonuç: Rahat geçilmesi gereken bir eşik bir anda karmaşaya döndü. İçime oturan bu.
Osimhen dört kişiye karşı ne kadar savaşacak?
Osimhen’i böyle kullanırsan adamı boğarsın.
Her pozisyonda yalnız. Kaç kişiyle mücadele edecek? Bir kere şu adama ceza sahasına havadan bir top bırakın. Penaltı noktası üstüne kaldıracağın bir top bile yok.
Jakobs yapamıyor, Barış Alper yapamıyor, Sallai yapamıyor. Gabriel Sara iyi sol ayak ama set oyunundaki ortayı bile bir kez doğru noktaya yollamadı.
60’tan sonra Osimhen tamamen dağıldı.
Adam ekmeği taştan çıkarıyor ama bu kadar kaldırmaz. Adana sıcağında inşaata girip çivi çakan işçi gibi tüm yük onda.
Kulübede stoper yok, sağ bek yok
İlkay’ın oynayabileceği en net oyun buydu.
Sara’dan Şampiyonlar Ligi seviyesinde merkez bekliyorsak yanlış yapıyoruz. Teknik var ama fizik olarak yüksek tempoyu tek başına taşımaz.
Torreira tek adamla koskoca orta sahayı süpüremez.
Davinson kötü günündeydi. Yedekte stoper yok. Abdülkerim çok zorlandı, değişiklik yapılamadı.
Sallai yine sırıttı. Sağ bek yok.
Icardi giriyor yarım güç, Yunus Akgün giriyor yarım güç.
3 kulvar için böyle kadro? İşte benim içime sinmeyen bu.
Üç kulvar için bu kadro yeter mi?
Transfer planlamasının son gün yapılması beni rahatsız eden konu. İlkay bugün olmasaydı ne olacaktı? Bu düşünce bile yeter.
Atletico Madrid maçı final etkisi yapacak
Bu iş burada bitmez. Atletico maçına çıkınca herkes başka bir Galatasaray görecek.
Liverpool maçına nasıl hazırlanıldıysa o maç da öyle hazırlanacak.
Az bilinen birkaç detay
Aşağıdaki notlar Türkiye futbol kültüründe çok konuşulmaz ama işin mutfağında hep vardır:
- Galatasaray son 10 Avrupa deplasmanında ikinci yarı merkez direncini en çok kaybeden Türk takımı oldu.
- Türkiye’de orta saha “boğucu temas” için özel çalıştırılan oyuncu sayısı son yıllarda ciddi düştü.
- Anadolu takımlarında oynayan birçok yerli oyuncu Avrupa maçlarını “temas referansı” olarak değerlendiriyor. Büyük maçlarda düşen tempo bu yüzden rakiplerce kolay okunuyor.
Kısa liste: Monaco maçında öne çıkan kronik sorunlar
- Orta sahanın bağlantı kuramaması
- Kanatların ceza sahası içi top indiremeyişi
- Stoper-orta saha mesafesinin açılması
- Yedek kulübesindeki alternatif eksikliği
- Fiziksel yükün tek oyuncu üzerine binmesi (Osimhen)
Tek tablo: Oyuncu performans özeti
| Oyuncu | Gözlem | Sorun Alanı |
| Osimhen | Sürekli yalnız kaldı | Destek eksikliği |
| Barış Alper | Aşırı efor | Orta saha bağlantısı |
| Sallai | Hatalı oyun | Savunma yönü |
| İlkay | Limitli katkı | Fizik tempo |
| Torreira | Çok yük aldı | Merkez yalnızlığı |