
Merhaba, futbolsever arkadaşlar. Bugün size birkaç gün önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (İstanbul C. B.) tarafından yapılan açıklamayı ele alacağım. Karşımızda Zorbay Küçük var — hakem olarak görev yapan ve şu sıralarda bahis hesaplarıyla ilgili gündeme gelen kişi. Şimdi adım adım olayı anlatayım.
Olayın kökeni
Geçtiğimiz dönemde, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) bünyesinde bazı hakemlerin bahis sitelerine üyeliği olduğu yönünde iddialar ortaya çıktı. Bu kapsamda hakemlerle ilgili iddialar soruşturuluyor. Zorbay Küçük de bu soruşturmanın gündemine girdi.
Başsavcılığın açıklaması
İstanbul C. B.’den yapılan açıklamada şu önemli noktalar yer aldı:
- Zorbay Küçük’ün, bahis sitelerine üyelik ya da bahis oynama iddiaları kapsamında ifadeye çağrıldığına dair bilgi bulunmadığı vurgulandı.
- Soruşturma kapsamında bahis sitelerine yazılan müzekkerelere verilen yanıtların şu aşamada “değerlendirme aşamasında” olduğu belirtildi.
- Soruşturma evresinde usul kuralları gereği işlemlerin gizli olduğu hatırlatıldı.
- Küçük’ün şahsi avukatıyla birlikte “başkaca konular” için şikayette bulunduğu ve bunun İstanbul C. B.’ye başvuru şeklinde gerçekleştiği ifade edildi.
Hakemin açıklaması
Küçük’ün tarafı da kendi pozisyonunu netleştirdi:
- Hakemlik kariyerinden önce ve sonra hiçbir şekilde bahis sitesi üyeliği ya da bahis oynaması olmadığını belirtti.
- “Benim adıma hesaplar açıldığı için şikayetçi olduk” diyerek, kimlik bilgilerinin izinsiz kullanıldığı iddiasını ortaya koydu.
İlginç bulgular ve dikkat çeken detaylar
– Soruşturmanın bahis sitelerine üyelik üzerine olduğu noktası, spor dünyasında hassas bir alanı işaret ediyor.
– Usulün gizlilik şartları, medyadaki belge paylaşımlarının soruşturmanın niteliği hakkında tek başına değerlendirme yapılamayacağını gösteriyor.
– Hakemin açtığı şikayet başvurusu, sadece “şikâyet edilen” pozisyonunda değil, aktif bir müdahil olduğunu gösteriyor. Bu tür durumlar hakemlerin hem görev hem de hukuk hedefine maruz kaldığı anlamına gelebilir.
– Küçük’ün “adıma hesap açılmış” iddiası, kimlik güvenliği konusunun spor dünyasına nasıl yansıdığını da gösteriyor — bu, genellikle bahisle bağlantılı skandallarda pek öne çıkmayan bir detaydır.
Öne çıkan 3 madde
- İfade çağrılmasıyla ilgili bir işlem yok.
- İddialar hâlâ “değerlendirme aşamasında”.
- Hakem aktif olarak kendi şikâyetini yapmış durumda.
Ne beklenebilir?
- Soruşturma ilerledikçe hem TFF hem ilgili hakemlik yapısı içinde yaptırımlar gündeme gelebilir.
- Medyada dolaşan belge ve bilgilerin doğruluğu ya da kaynağı soruşturmanın parçası olabilir.
- Hakemlik kariyerinde bu tür bir soruşturma süreci, ileride kararlarının kamuoyunda farklı algılanmasına yol açabilir.
Arkadaşlar, bu konu açıkça yalnız bir hakem hikâyesi değil. Türkiye’de futbol, bahis ve hakemlik kesişiminde ciddi denetim ve yasa dışı üyelik riski taşıyor. Ben şahsen şunu düşünüyorum — hakemlik gibi şeffaflık isteyen bir pozisyonda yer alan kişilerin bu tarz iddialarla karşı karşıya kalması, sistemin güven algısını etkiliyor. Ama şu da var: Her iddia soruşturulmalı, hak ve süreç korunmalı.